Tarkan’a Hiç Doyulmuyor

Yepyeni albümü piyasaya çıkar çıkmaz, şehirden bir hafta sonu kaçışı için yollarda dinleyip şarkılarına fena tavlandığımdan beri, Tarkan’la yükseliyorum, ışıklanıyorum. Hem Türkçe şarkılarda Tarkan sayesinde uzun zamandır özlediğim bir pırıltı görüyorum, hem Tarkan’ın her halinde, her tavrında içim ışıl ışıl oluyor. Hepimiz böylece Tarkan’a kavuşmuşken, ilk defa gittiğim bir Tarkan konserinin meğerse konser değil de aşkla kutsanmak olduğunu Harbiye Açıkhava konserinde öğrenmiş oldum, gözlerimle görmüş oldum… Binlerce kişinin tıklım tıklım doldurduğu konserin perdesi açılır açılmaz ilk şarkı olarak “Acımayacak” derken, Tarkan daha en başından herkesi ayartıyordu. Bu şarkıyı yazan Mithat Can’a bir kere daha tebrikler, çünkü erkeğin zillisi nasıl olur, cilvelisi nasıl herkesi tavlar? bu şarkıyla Tarkan’dan daha iyi gösterebilecek biri daha olamaz…

Tarkan’ın erkek cilvesi altı çizilesi bir mesele aslında; çünkü dansıyla, mimikleriyle ve jestleriyle asla efemine olmadığı gibi binlerce genç kızda histeri patlamasına neden olacak kadar ayartıcı bir yakışıklı havası da ayrı.Konserde ikinci şarkıda burnunun dibinde ben de binlerce kişiye katılarak, hafiften incelemeye başladım yüzünü gözünü…

Öncelikle yüzü süzülmüş ve saçından tutun da, eline koluna kadar her hareketi pek havalı olmuştu. İçi daha da güzelleşmiş besbelli.
Sahnede “Acımayacak” şarkısının hafif elektronik havası veren yerlerinde, en az Justin Timberlake’ın bir MTV sahnesindeki “My love” performansındaki hareketleri kadar dansı sahnede kendine yakıştırıyordu Tarkan. Bunu Justin’le kıyaslamak için de söylemiyorum üstelik, bizim de sahnede bir yakışıklımız var, ayrıca çok seksi dans ediyor diyorum sadece. Hem Tarkan’ı bir başkası ile kıyaslamak haksızlık olur, hele hele Türkiye’de başka bir erkek şarkıcıyla hiç kıyas kabul etmez. Hangisiyle karşılaştırabilirsiniz ki, zamanında barlarda coşturmaya programlanmış bir patatesle mi yoksa boğazlanmış fare sesli şahane bir besteciyle mi?...İyi ki Tarkan var…

Yepyeni konserlerinde “Sevdanın son vuruşu” ikinci şarkısı oluyor sahnede Tarkan’ın, ne güzel sözleri var Aysel Gürel’in ve ne güzel aşk buluyor Tarkan’ın dilinde.

Hitt prodüksiyon tarafından Harbiye Açıkhava konserlerinin açılışını yapan Tarkan 31 Temmuz ve 1 Ağustos’taki gerçekleştirdiği ilk iki konseriyle yaz gecelerini zaten ışıklandırmıştı ki, 28 Ağustos gecesi seyrettiğim sahnede bambaşkaydı. Işığı nihayet daha çok anlaşılıyor ve sanki Michael Jackson gibi medyanın da kimi zaman çok sıkıştırdığı, hiç kimselerin çekemediği ışığı gücünü artırarak yükseliyordu artık…

Konserde 3.şarkıdan itibaren herkes ayağa kalktı. Merdivenlerde, duvar kenarlarında, yer gök Tarkan’la dans ediyordu. ”Dudu” şarkısıyla tüm Harbiye şarkı söyleyip dans etmeye başlayınca, protokoldekiler de dayanamadılar. Ama en enteresanı kollektif bir ayin gibi bedenden ruha geçişti. Harbiye’de cinsiyet fark etmedi. Sanki herkes Tarkan’ı arzuluyordu. Sadece genç kızlar değil, belki ona benzemek arzusuyla ya da belki başka nedenlerden genç erkekler de Tarkan çığlıkları atıyordu. Çünkü Tarkan öyle farklı ki, bedeni aşıyor, hepimiz güzel ruhunu görüyoruz ve hepimiz bedenlerimizi, rollerimizi bırakıp onu seviyoruz.
O da bunun farkındaydı ve yine de kendini ifade etmeye çekinenleri cesaretlendirdi: ”Beyler, hadi ama isterseniz kadınlara taş çıkarırsınız” deyiverdi sahnede. Onun ışığını göremeyenleri anlayabiliyorum de aslında, mesela çevre duyarlılığı konusunda bir siyasetçinin ettiği lafa bakıyorum bir de Tarkan’ın güzel yüzüne. Biri ormancı, biri şarkıcı ne de olsa.

Sahnede kullanılan Led ekran 210 metrekareymiş, bu ayrıntıları sonradan öğrendim, ama benim gördüğüm dev ekranda, Yıldız Tilbe’nin sözlerini yazdığı ”İşim olmaz” şarkısında çiçekler açarken, 5000 kişi de aynı anda çiçek açıyordu. Tarkan’ın saçlarını jölelemiş küçük hayranları da büyüklerinin sırtında, sevgiyle bakıyorlardı Tarkan’a… Çocuklar bizden daha iyi anlar, onlar temizdir. Onlar Tarkan’ı gördü.

Tarkan, sevgiyle o çocuklardan birinin saçına şeker bir laf atınca, çocuğun mutluluğunu görmeliydiniz. İş böyle olunca Tarkan’ın insanlığını anlatmaktan şarkılara geçemiyorum bile.

”Adımı Kalbine Yaz” derken alaturka gırtlağını mı sevelim, “Gül döktüm yollarına“ derken güller mi dökelim?, “Ölürüm Sana” şarkısındaki işvesine mi ölelim, yoksa albümde dinlediğimde pek keyfine varamadığım halde, sahnede bis yaptıktan sonra tekrar tekrar söylediği “Öp” şarkısını dinleyip hep beraber şeytana mı uyalım. Tarkan hepimizi yıkadı, pakladı, veda ederken Harbiye’de parlak kalp ve yıldız konfetileri üzerime yağarken, ben hiç doyamadım, hem Tarkan’a hiç doyulmuyor.