17. yüzyıla kadar Fransa Kuzey Amerika'yı kolonileştirme açısında İngiltere'nin ötesindeydi. Ancak Fransa İngiltere'yle savaştığı Yedi Yıl Savaşlarını kaybedince 1763'te imzaladığı Paris Antlaşması ile Kuzey Amerika’daki tüm kolonilerini İngiltere’ye kaptırdı. Bu arada İngiltere Yedi Yıl Savaşları’nın malî yükünü kolonilerde yaşayan vatandaşlarından çıkartmaya kalkışınca, bu durum Kuzey Amerika kolonilerinde büyük bir huzursuzluk yarattı. 1774'te isyan eden Onüç Koloni'nin başlattığı Amerikan Bağımsızlık Savaşı 1776'da bağımsızlık ilanına yol açtı. 1783'te imzalanan Paris Antlaşması ile Britanya Amerika Birleşik Devletleri'nin bağımsızlığı tanımak zorunda kaldı. Böylece İngiltere de Kuzey Amerika'daki kolonilerinin büyük bir bölümünü kaybetti[48].
Bastille Baskını
ABD'deki bağımsızlık hareketlerine mali açıdan büyük bir destek sağlamış olan Fransa monarşisi saray masrafları da eklenince malî yönden büyük bir krize girdi. Fransızca Ancien Régime adı verilen eski düzende din adamları ve soylular vergi yükümlüğünden muaftı[49]. 1789'da Fransa kralı XVI. Louis soyluları toplayıp vergi düzeninde değişiklik yapılmasını önerdi. Soylular buna cevap olarak toplumun üç ana kesiminin temsil edildiği bir meclis olan États généraux'nun yeniden toplanmasını istediler. XVI. Louis bu talebi kabul etmek zorunda kaldı. Ancak meclisin orta sınıftan (Burjuvazi) gelen üyelerinin istekleri üzerine bu meclis bir Milli Meclise dönüştü. Bu gelişmelerden telaşlanan kral orta sınıf yanlısı Maliye Bakanı Jacques Necker'i görevden aldı. Kralın, kazandığı hakları geri alacağından korkan orta sınıf isyan etti. Peşine diğer halktan unsurları da katarak 14 Temmuz 1789 günü Bastille hapishanesine saldırdı[50]. Hapishane ele geçirilip mahkûmlar salındı. Böylece başlayan Fransız Devrimi 1789-1815 yılları arasında beş farklı dönem yaşayarak devam etti.
Napolyon Bonapart
Fransız Devrimi'nden sonra yıldızı parlayan Napolyon Bonapart'ın önderliğindeki Fransa Avrupa'nın diğer güçlü devletlerine karşı bir dizi savaşa girişti. Napolyon Savaşları adı altında 1800-1815 yılları arasında[51] yapılan bu savaşlar yaklaşık 15 sene sürmüştür. Fransa'ya karşı olan İngiltere, Avusturya, Prusya, Rusya gibi ülkeler 9 Mart 1814 tarihinde Avrupa’da siyasi coğrafyayı ve dolayısıyla güçler dengesini yeniden düzenlemek için aralarına bir ittifak oluşturmuşlardı. Bu ittifak, sadece askeri değil aynı zamanda politik bir ittifaktı.
Söz konusu devletlere İsveç ve Portekiz’in de katılmasıyla 30 Mayıs 1814 tarihinde Paris’te imzalanan Paris Antlaşması’sında savaşa katılmış olan tüm devletlerin Viyana’da toplanacak bir kongreye, tam yetkili temsilciler göndermesi kararlaştırıldı.Fransız Devrimi ve Napolyon savaşları ile bozulan Avrupa siyasi haritası ve güçler dengesi, Osmanlı Devleti hariç tüm Avrupa devletlerinin katıldığı bu kongre kararlarıyla yeniden yapılandırıldı. 1815'de yapılan Viyana Kongresi'nde Avrupa'nın yeniden yapılanmasında en önemli rolü aynı zamanda kongre başkanlığı görevini de yürüten Avusturya Başbakanı Klemens von Metternich oynamıştır. Kongre sonunda ortaya çıkan Metternich sistemi adı verilen doktrin Büyük Britanya, Avusturya, Rusya ve Prusya'nın Avrupa'da statükoyu gerekirse silah gücü kullanarak korumayı öngörüyordu[52]. Ancak bu sistem uzun ömürlü olmadı, Metternich Sistemi 1848 Devrimleri sonucunda da çöktü.