Evet başlıyoruz.
Katara ile Sokka suyun
üstünde bi kayıkta ilerlemektedir. Sokka elindeki mızrağı suya
doğrultmuş balık avlamaya çalışıyordur. Katara da su bükerek balığı
kaldırır Sokka'nın mızrağı da ona çarpınca balık düşer ve su Sokka'ya gelir.
Sokka: Niye suyla oynuyorsun bak üstümü ıslattın.
Katara: Ben suyla oynamıyorum bir kere...
Sokka: İstersen su böreği yap ama beni ıslatma.
Katara: Bana böyle davranamazsın çamaşırını bulaşığını herşeyini ben yıkıyorum.
Katara kızgınlıkla kontrolsüz güçle arkasındaki buzdağını kırar.
Sokka: Al buyur mutlu musun? Do you happy? Ha? Bir de bu buzdağının görünen yüzü.
Sonra buzlar içinde kafasında bir ok ve gözleri parlayan bir çocuk belirir.
Sokka: Bundan ne güzel lamba olur.
Katara: Yaşıyor parladığına göre kutsal birşey olmalı onu kurtarmalıyız.
Sokka: Ya bırak o yanar yanar söner.
Katara mızrağı alır ve buza vurmaya başlar. Çocuk çıkar.
Sokka: Orda dur bakiim.
Çocuk yere yığılır.
Sokka: Bende öyle düşünmüştüm zaten.
Katara hemen yanına gider. Çocuk uyanır. Adı Aang'dir.
Aang: Sana birşey söylemem lazım.
Katara: Nedir?
Aang: Penguenlere binmek istiyorum.
Katara: İyi bin işte.
Aang: Off aman neyse be.
Kabileye giderler. Büyük ninenin yanına gelirler.
Katara: Bu havayı büküyormuş bir üfler valla uçarız.
Büyük nine: Hiç üfürükçü görülmemişti bu zamana kadar.
Aang çocuklarla oynar falan Sokka yanında istemez.
Katara: Sen avatarı biliyonmu?
Aang: Yok be ne bilecem.
Birlikte kıyıya vurmuş ateşçilerin gemisine giderler ve tuzağa basarlar hapı yutarlar.
Katara: Aha ayvayı yedik.
Aang onu ordan çıkarır ama Zuko meraklı meraklı oradan gelen işaret fişeğine bakar. Avatarı yakalamak istiyordur.